Uygun mesleği bulmak için sihirli yöntem var mı?

Çocukken sıklıkla duyduğumuz bu soruyu çabucak, hevesle ve genelde benzer cevaplar vererek yanıtlardık, “polis olmak istiyorum…itfaiyeci olmak istiyorum… doktor olmak istiyorum….” Ancak, büyüdükten sonra iş değişiyor. Çoğumuz için bu soruyu cevaplamak çok zorlaşıyor… Yaşam tarzımıza, ilgi alanlarımıza ve yeteneklerimize uygun bir mesleği seçmek çok zor… Hangi işler bana uygun? Hangi mesleği seçersem ileride pişman olmam?… Bir yanda aile, akrabalar, bir yanda arkadaşlar, mahalle baskısı … ve tabii öğrenci yerleştirme sınav sonucunun getirdiği kısıtlamalar…

En uygun mesleği bulmak için sihirli bir yöntem elbette yok… bu süreç herkes için kişisel, ancak karar verirken bazı hususlara dikkat etmek gerekiyor.

İşte size meslek seçerken dikkat etmeniz gereken altı husus:

1. İlgi alanlarınızı ve nelerin sizi mutlu ettiğini analiz edin, sonra da buna uygun bir meslek bulmaya çalışın. Aynı çalışmayı yetenekleriniz ve mizacınız için de yapın. Güçlü yönlerinizi değerlendirebileceğiniz bir meslek tespit edin. Kişilik envanteri testleri bu konuda yol gösterici olabilir.

Mesleğinizi seçerken, kendinizi iyi tanımanız, büyük önem taşır. Güçlü yönlerinizi kullanacağınız bir meslek tespit etmeniz başarıya giden yolda atılacak önemli bir adımdır. Kişilik envanteri testimiz bu konuda yol gösterici olacaktır.

Kişinin seçtiği meslek mutlaka yeteneklerine ve mizacına uygun olmalıdır. İlk bakışta bu konu çok barizmiş gibi görünse de, birçok insan kendini ve yapacağı işi bu bağlamda analiz etmez.

İnsanların hayatlarında büyük bir yer kaplayacak mesleklerini seçerken kullandıkları kriterler bir süre sonra önemini kaybedebiliyor. Örneğin en yakın arkadaşım İstanbul’da, ben de onun yakınında olabileceğim bir meslek / okul seçeyim, yada hiç bana göre değil ama memurluk ailemin isteği gibi kriterlerin bir süre sonra önemlerini, geçerliklerini yitirirler.

Biraz araştırdığımızda, etrafımızdaki bir çok çalışanın, mesleklerine dikkatli bir araştırma yada planlama sonucunda değil de tesadüfen başlamış olduklarını görürüz. Ancak biraz daha dikkatli araştırırsak, mesleğinde başarı merdivenlerine tırmananların yetenek ve mizaçlarına uygun bir kariyer planı yapıp bu plan doğrultusunda hareket ettiklerini fark ederiz. Ancak kariyer planı yapmak zor… Herkes hangi alanda çalışacağını kolay belirleyemiyor. İlgi duydukları alanı iyi tanıdığını düşünen insanlar bile, bu alana duygusal baktıklarından yada işin büyüsüne kapıldıklarından hata yapabiliyorlar. Yapılan araştırmalara göre, “Yazar olmak istiyorum” diyen birçok genç aslında yazarların hayatına özeniyor ancak yazarlık işinin okunmaya değer bir materyal üretip, defalarca bu materyali gözden geçirmek gibi zor bir süreçten oluştuğunu ve bu sürecin kendilerine uygun olup olmadığını bilmiyorlar.

İşte kişilik envanteri testleri bu noktada devreye giriyor. Sorular size mizacınızı tanımanız için yardımcı olurken, size daha önce fark etmediğiniz bazı alanlara da yatkın olduğunuzu yada istediğiniz bazı alanların hiç de sizin için uygun olmadığını gösteriyor.

2. İş piyasasını inceleyin, büyüyen, yeni gelişen iş kollarını tercih edin ancak karar verirken iş piyasasının durumu karar vermeniz için tek etmen olmasın!

Piyasada bazı mesleklere duyulan ihtiyaç az. Örneğin, sanat tarihi mezunlarının sayısı bu alanda özel sektör ya da devletteki mevcut boş pozisyonların sayısını geçiyor. Sanat tarihçileri, Türkiye gibi bir ülkede çok faydalı işler yapabilecekse de, bu alanda iş oluşması için daha çok zaman geçmesi gerekiyor. Bu tür alanlara yönlenirken, az sayıda pozisyon için yüksek rekabet olacağını göz ardı etmemek gerekiyor.

Bir başka örnek, jeofizik mühendisliği… Bir zamanlar jeofizik mühendisliği yapmak açlıktan ölmekle eşdeğerdi. Ancak yaşanan büyük depremlerden sonra, inşaat mevzuatının değişmesi ve zemin etüdünün zorunlu hale gelmesi ile jeofizik mühendislerine olan talep bir anda arttı. Ortalık jeofizik mühendisliği pozisyonlarından geçilmiyordu.

Eğer sanat tarihçisi ya da jeofizik mühendisi olmak hayalinizse bu hayalden vazgeçmeyin, zira görüldüğü gibi iş imkanları zamanla değişiyor.

İş piyasası bu anlamda elbette çok önemli, ancak kişinin yaptığı işten keyif alması daha da önemli.

3. “Asıl istediğim bu değil ama idare ederim” diye düşünerek ikinci ya da üçüncü iş tercihinize yönelmeyin!

Meslek seçimi yaparken sabırsız davranan yada kolaya kaçan kişiler, karşılarına ilk çıkan fırsatta “asıl aradığım bu değil ama idare ederim” tuzağına düştü mü, eninde sonunda mutsuz oluyorlar. Çünkü işe başladıktan sonra o işe bağlılıkları olmadığından ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmıyorlar. Bir süre sonra da meslek değiştirmeye yürekleri yetmiyor. İhtiyaç duydukları değişimi gerçekleştirmediklerinden, belki de 40lı yaşlarına geldiklerinde hayata dair memnuniyetleri azalıyor. Yetenekli oldukları ve ilgi duydukları alanlar olsa da hiçbir zaman bunları kullanamıyorlar. Size, uygun mesleği tespit etmek için gereken zamanı ayırın, çabayı gösterin.

4. Bu sıralarda popüler diye bir mesleği seçmeyin!

Her şeyin olduğu gibi mesleklerin de bir modası var, bu yüzden bazı insanlar popüler olan meslekleri tercih edebiliyorlar. Tabii ki, bu mesleklerin temel tercih edilme sebebi yüksek ücret kazanacaklarını düşünmeleri. Bir zamanlar ülkemizde “İşletme” okumak çok revaçtaydı… Öğrenciler, çok yüksek puanlarla işletme fakültelerine girebilmek için çok büyük zahmetlere katlandılar. Bunun sonucunda işletme mezunu insan sayısı fazlasıyla arttı ve işletme mezununa duyulan talep azaldı. Meslek tercihlerinde, inişleri ve çıkış trendleri görürüz. Bu trendler de belli bir zaman diliminde insanların o mesleğe dair algısının ne olduğuna göre değişir. Bu nedenle “popülerlik algısının” meslek seçiminde kararınız üzerinde etkili olmasına izin vermemelisiniz.

5. Örnek aldığınız bir kişi o işi yapıyor diye aynı mesleği seçmeyin!

Saygı duyduğunuz bir kişinin mesleğine yönlenmek, meslek seçiminde sıklıkla yapılan ancak anlaşılır bir hata. Mesleğini seven ve işinde başarılı olan bir kişi için başkaları tarafından örnek alınmak oldukça gurur okşayıcı bir şey… İşte bu nedenledir ki gençler belli iş alanlarına girmeleri için, bu kişiler tarafından teşvik edilirler. Ancak bu onların yetenekleri, ilgi alanları ve mizaçlarının teşvik edildikleri iş alanlarına uygun olup olmadıklarına bakılmaksızın yapılır. Kendi mesleğinden memnun olan kişilerin başkalarına kendi mesleklerini önermeleri çok doğal olmakla birlikte, bu önermelere temkinli yaklaşmak, “bu iş bana göre mi?” sorusuna cevap aramak gereklidir…

6. “Mahalle baskısına” yenik düşüp meslek seçimi yapmayın! Unutmayın ki bu meslekle yaşayacakn olan SİZSİNİZ!

Sizi siz yapan mizacınız, yetenekleriniz, hayat amacınız, doğuştan geliyor. Ancak büyürken gerçek benliğimiz, toplumun üzerimizdeki etkileri ve beklentileri altında eziliyor. İçimizden gelen çağrıya kulağımızı tıkıyor, hayatımıza dair kararlarımızı, çevremizden onay görmek ve prestij kazanmak için vermeye başlıyoruz. Kendi düşüncelerimiz veya inançlarımıza önem vermemeye başlıyoruz, öğretmenlerimizin, ailemizin veya diğer büyüklerimizin bize dikte ettiğini sorgulamaksızın yerine getiriyoruz.

Bizden tecrübelilerin tavsiyelerini dinlemek şüphesiz ki çok önemli ancak unutmamalısınız ki, sizzler yarının büyüklerisiniz ve yapacağınız meslekle SİZ yaşayacaksınız. Yarın siz de tecrübeliler arasına katılacaksınız… Meslek seçiminizi yaparken, baskı altında kalmayın, mesleğinize kendiniz karar verin…